“Geldikleri gibi gidecekler”
Her bayramın toplumlar üzerinde ayrı bir önemi vardır. Bu günlerde kutlanacak milli bayramların anlamını bilmeyen veya bilmek istemeyen bazı “ruh” hastalarının tedavisi mümkün değil. Milli bayramların varlığı sayesinde var oluşlarını inkar ederek, aşağılayan “nankörlere”“hadlerini” bildirmek için “sol şeritten cevap vermeliyiz” Günümüzde, 19 Mayıs’ın milli bir direniş olduğunu halen daha anlamayanlar var! İktidar şaşkınlarının ve saray hanedanlarının, varlıklarını ve servetlerini borçlu oldukları cumhuriyete ve kazanımlarına ağızlarından salyalar akarak saldırışlarına “gaflet ve delalet” diyoruz. “Dâhilî ve haricî bedhahların” neler istedikleri belli.
12 Eylül faşizmin ürünü olanlar, ABD taşeronları ve Siyonizm’in iş birlikçileri“Geldikleri gibi gidecekler”, Ancak, bu ülkenin gerçek sahipleri ve cumhuriyetin çocukları olarak, laik demokratik cumhuriyeti ve değerlerini, bir kişi kalsak bile sonsuza tek yaşatacağız. Bugün halkımızın ihtiyacı, Osmanlının geçmişi değil, Bilim felsefesi, olmalıdır. Kardeşlik, barış, özgürlük, eşit yurttaşlık, çağdaşlık ve tam bağımsızlık ilkesi olmalıdır. Bu ilkeler etrafında toplanıp demokratik kurallar içerisinde bir halk mücadelesi hedefimiz olmalıdır. Gelin ülkemizin ve ülke insanımızın geleceğini, bunlar değil… Biz yazalım…
M. K. Atatürk diyor ki: Sessiz, durgun başı eğik kalmayınız, uyanınız... Milli bağımsızlığımızı çiğniyorlar. Haklarınızı savunmak için birleşiniz, düşmanın karşısına dikiliniz. Sesinizi duyurunuz, bütün dünyaya: “bağımsızlık bana atalarımdan miras kaldı, onu sana vermem”diye haykırınız.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, diğer ulusal ve milli bayramlarımız gibi bağımsız olmanın, halkla birlikte, sevinçle kutlanıldığı günlerden biridir. Bu toprakların çocukları olarak barış, kardeşlik içinde yaşamanın sevincini paylaşacağımız bu önemli günlerde, Cumhuriyetimiz yasta. Bu toprakların sahiplerini, bu toprakların çocuklarını din, dil, renk, sınıf farkı gözeterek ayrıştıranlar, savaş diyorlar, kan, gözyaşı diyorlar. Aslında kendi çocuklarının geleceğini inşa ediyorlar. Milli bayramlarda bile bir araya gelmemize engel olmalarını “ üzülerek görmekteyiz.
Milli günlerimizi anmak ve bu günleri bayram olarak kutlanmak her yurtseverin en doğal hakkıdır... Yasaklı Bayram... Korktular, korkuyorlar. Gelin yüreğimizde ülke sevdası ve Atatürk coşkusuyla 19 Mayısı en alasından kutlayalım. Kutlamaları Gençlik ve Spor “müdürlükleri” düzeyine düşüren iktidar, 19 Mayıs’ı silmek, Atatürk’ü unutturmak için elinden geleni yapıyor. Belediyeler halkın parasıyla, Meydanlara kurdukları sahnelerden milli değerleri anma yerine “Ninni festival” etkinliği ile sulandırmak için elinden geleni yapıyor. Yığınları “Ninniler ile” uyutuyorlar… Bizim çocuklarımızın her bayramda boynu bükük, kalpleri hüzünlü olmasına tahammülümüz kalmadı. Sanki ülkemizde çocuk yokmuş gibi başka ülkeden çocuklar getirerek bayramlarımızı kutluyoruz. Bakınız geleceğimiz olan çocuklarımız, Atalarının armağanı olan bayramları bir türlü yaşayamıyor. Onlar çocuk olamıyor! Bayramlar yasta, ülkem yasta, bu iktidar vallahi... HASTA
Milli ve dini değerlerimizi pasta keserek kutluyorlar.! Kuran-ı kerimli pasta yaptılar, Hz. Muhammed’in adının yazılı olduğu pastayı keserek peygamberin doğum gününü kutladılar.19 Mayıs Atatürk’ün doğum günü... Yasak koyup Pasta yediler! Atatürk’ü anmak, ürkütüyor bunları. “tek parti, tek adam” rejimi hızını alamadı “sarayın egemenliği, Davutoğlu’nu pasta yaptı, Davutoğlu’nu da yetiler… Gözünün yaşına bakmadılar. Hedef başkanlık, hedef “damat Feritlik” milli bayramlarda Valiler, kaymakamlar kayıp, “Devleti Erkan” iktidarın memuru olmuş. Saray hanedanları “ferman” yayınlamış19 Mayısı, “İsteyen bizim koyduğumuz yasaklar sınırı içinde kutlasın, istemeyen kutlamasın” Atatürk sıkıntısı, Cumhuriyet takıntısı, demokrasi düşmanlığı, içlerine sinmiş! Anıtkabir’e gidip “sap gibi durmak, İki ayyaş” söylemleri asabımızı bozuyor vallahi. O iki ayyaşın ” emperyalistlere kafa tutması, bu anlayışta olanların ruh sağlıklarını bozuyor olmalı! Ulusal bayramlar ve milli değerler, bunlara batıyor! Atatürk’ü, ulusal bayramları hafızalardan silmek, unutturmak istiyorlar! Ama ne yapsalar olmuyor! Atatürk sevgisini yüreklerden söküp atmaya güçleri yetmiyor! “Ümmet”olmaktan vazgeçemediler, “ özgür yurttaş”olmayı kabullenemediler...
Din, iman edebiyatı yaparak, servet edindiler, “dindar ve kindar”diyerek kardeşi kardeşe düşman ettiler…
Geldikleri gibi gidecekler”