Anneler Günü ve Engelliler Haftası vesilesiyle organize edilen bu özel gece, sadece bir konser değil, aynı zamanda toplumsal değerlere sahip çıkmanın güçlü bir örneğiydi. Gecede, sanatçılardan siyasilere, iş dünyasından mahalle sakinlerine Esenler Nüfus Müdürüne kadar pek çok isim sahneye, salona ve gönüllere iz bıraktı.
DUYGULARIN TAVANA ÇIKTIĞI AN: ENGELLİ AİLELERİN GERÇEK HİKÂYESİ
Gecenin en etkileyici anı kuşkusuz ki, Recep Yavaş’ın konuşmasıydı. Engelli bir çocuğun yaşamını omuzlarında taşıyan anne ve babaların sessiz kahramanlıklarına dikkat çeken Yavaş, bu hayatların içinden gelen bir hikâyeyi gözyaşlarına boğan bir samimiyetle paylaştı. Sözleri salonda yankılandı, izleyicilerin yüreğine işledi. O an salon sessizliğe büründü, ardından güçlü bir alkış yükseldi. Çünkü o anlatılan çocuğun annesinin ve babasının Esenlere emeği vardı. Baba merhum Çetin Aksoy, 12 Eylül 1980 darbe döneminin Esenler Belediye Başkanıydı…
SANAT VARDI, MÜZİK VARDI, AMA HALK YOKTU…
Gecede okunan Türk Sanat Müziği eserleri, yorgun beyinlere adeta birer şifa gibiydi. Bazen hüzün, bazen neşe ile dolan notalar, izleyicileri geçmişin zarif sokaklarında dolaştırdı. Sanatçılar sahnede parladı, koro muhteşemdi, sunumlar içtendi, atmosfer büyüleyiciydi. Ancak tüm bu güzelliklerin ortasında iç burkan bir tablo vardı: Salonun büyük kısmı boştu.
Evet, salonun hınca hınç dolması gerekirken, birçok koltuk boş kaldı. Esenler gibi genç ve dinamik bir ilçede, böylesine anlamlı bir geceye bu denli zayıf katılım, ilçemizin kültürel etkinliklere olan ilgisizliğini gözler önüne serdi. Bu durum, "Esenler neden sanatla buluşamıyor?" sorusunu bir kez daha gündeme taşıdı.
KİMLER VARDI, KİMLER YOKTU?
Geceye, CHP Esenler Belediye Meclis Üyeleri, İYİ Parti İlçe Başkanı, MHP ve Saadet Partisi yöneticileri, Yeniden Refah Partisi temsilcileri, iş insanları, sanatçılar ve mahalle sakinleri katılım gösterdi. Siyasi yelpazenin farklı renklerinin aynı gecede buluşması, sanatın birleştirici gücünü bir kez daha kanıtladı. Sponsorlar tek tek anons edilerek plaketle onurlandırıldı, emeği geçen herkese teşekkür edildi.
Ancak aynı zamanda bazı dikkat çeken yokluklar da vardı. Gecede yer almayan, destek sunmayan, kültür-sanat faaliyetlerine mesafeli duran kesimler de sessizliğiyle mesaj verdi.
BU GECE BİR KÜLTÜR MANİFESTOSUYDU
“Esenler’de Sanat ve Dayanışma Gecesi”, sadece bir etkinlik değil, unutturulmak istenen değerlerin yeniden ayağa kaldırıldığı bir kültür manifestosuydu. Sanatın toplumla buluştuğu, dayanışmanın sesi olduğu bir akşamda, küçük bir mahallenin yaktığı bu kültürel meşale, aslında tüm ilçeye bir çağrıydı:
Sanata kulak verin, kültürle barışın, müziği sadece dinlemeyin, hissedin ki kaskatı kesilen yürekler yumuşasın, yorulan beyinler istirahat etsin, kararan ruhlar ferahlasın!
Recep Yavaş ve ekibi, büyük bir iş başardı. Bu organizasyon bir başlangıçtır. Ama gerçek başarı, halkın sahiplenmesiyle mümkündür.
Esenler, bu sesi duymalı. Yoksa yalnızca müziğin değil, kültürün de, özgürlüklerin de, kazanılmış haklarında sesi böyle devam ederse, duyarsız kalırsanız kısılacak…
