Yüksek Mühendisi Cihangir Öztürk admin

Tarih: 30.09.2014 00:00

Lozan (1)

Facebook Twitter Linked-in


Osmanlı Devleti kurulurken Anadolu değil Rumeli ana yurt olarak seçilmişti. Selanik, Edirne ve bu bölgedeki şehirler İzmir'den, Ankara'dan daha önemliydi; daha ön plandaydı. O kadar ki, Edirne senelerce başkent olarak kullanılmış, Selanik İstanbul'dan sonra imparatorluğun ikinci önemli şehriydi. Senelerce devlet bürokrasisinde görevli olacak insanlar bile bu bölgelerden seçiliyordu; Cumhuriyet'in büyük bir bölümünde de böyle olmuştu.

Toprak Kayıpları
Osmanlı Devleti Balkanlar'da topraklarını kaybetmeye başladı. Asıl acı olan topraklarını kaybetme şekliydi. Özellikle Yunanlar ve Bulgarlar her saldırılarında rahatlıkla istedikleri bölgeleri işgal edebiliyordu. İlerleyen yıllarda Bulgarlar Çatalca'ya kadar gelmişlerdi bile. Yunanlıların Selanik'i kuşatması tüm imparatorlukta korku meydana getirmişti. Ve maalesef tek bir kurşun bile atılmadan imparatorluğun en önemli liman şehri terk edilmişti. Bu olay öylesine büyük bir psikolojik etki bırakmıştı ki, tüm devlet çökmüştü. Yine Edirne ve tüm Balkanlar neredeyse hiçbir direniş olmadan terk edilecekti.

Lozan görüşmeleri
Lozan hakkında hala en büyük eleştiri Musul ve Kerkük'ün bırakılması olmuştu. Bugün bile  en büyük eleştiri bu konuda yapılıyor. Lozan'da en ateşli tartışmalar bu konularda çıkmış, görüşmeler kesilmişti.
Atatürk, Lozan görüşmelerinin İstanbul'da yapılmasını istemişti. Çünkü görüşmelere doğrudan etki edebilecek, hızlı karar verilmesini sağlayacaktır. Fakat bu kabul ettirilemedi. Bunun acısı Lozan'da çekildi.
Görüşmelere giden İsmet İnönü, sürekli olarak görüşmeler hakkında Ankara'ya telgraf çekiyor neler olduğunu anlatıp ne yapması gerektiğini soruyordu. O zamanlar Lozan-İstanbul'da hattında kullanılabilen iki tane telgraf hattı vardı. Lozan'daki Türk heyeti ilk olarak birinci hattı kullanmaya başladı. Fakat, İnönü ve Ankara hattında gerçekleşen bütün yazışmalardan İngiltere'nin haberi oluyordu! Nasıl mı? Telgraf hattını onlar kontrol ediyordu ve telgraf şifrelerini de hemen çözebiliyorlardı. Bu durum ortaya çıkınca ikinci hatta geçildi. Bu hatta gönderilen mesajlar gitmiyor, geç gidiyordu. Hızlı karar verilmesi gerekiyordu. Artık görüşmelerdeki tüm strateji telgraf hatları üzerinden yürüyordu.

Musul ve Kerkük'ün kaybedilmesinin altında bu neden yatar. Türk tarafının tüm yazışmalarını ve düşüncelerini bilen İngiltere buna uygun stratejilerle her zaman masaya oturmuştur.

Lozan herşeye rağmen Türkiye'nin tapu senedidir. Musul ve Kerkük'e ağlayanlar öncelikle dönüp Selanik'e bakmak zorundadırlar. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —