Serkan Basut


Cumhur İttifakı Barış mı Satıyor, Hayal mi?

Son günlerde iktidar kanadından gelen “Terörsüz Türkiye” ve “Kardeşlik ve Dayanışma” söylemleri kulağa hoş geliyor.


İnsan dinleyince umutlanıyor. Hani neredeyse birden fazla kez kandırılmış olmasak, “Acaba bu kez ciddi olabilirler mi?” diye düşüneceğiz. Ama yaşadıklarımız ortada, karnımız tok bu masallara.

Barış dedikleri sürecin bugüne kadar sahaya yansıyan bir gram somut adımı yok. Ne bir iade-i itibar var, ne görevden alınmış seçilmiş başkanlara dönük bir adım, ne de halkın iradesine saygı. Hâlâ Doğu ve Güneydoğu’da birçok belediye kayyım denilen atanmış memurlarla yönetiliyor. Sandıkta halkın teveccühüyle seçilen başkanlar yerine, iktidarın vezirleri atanmış durumda.

Demokrasi mi dediniz? Onu biz en son yerel seçim gecesi görmüştük, sonra kayyımlar topluca sahne aldı.

Bakın, mesele sadece koltuk değil. Mesele, bu belediyelerin halkına hizmet üretmesinin sistematik biçimde engellenmesi. DEM Partili belediyeler, kendi ilçelerinde çukur kazmıyor, çöp topluyor, yol yapıyor, park açıyor, sosyal destek veriyor. Yani işi gücü hizmet. Ama ne oluyor? Önlerine takoz üstüne takoz.

Belediyeler zaten kıt kanaat geçinen ilçelerde, İller Bankası'ndan gelen ödeneğin %40’ını il belediyesine kaptırıyor. İl belediyelerinde kim var? Elbette yine bir kayyım! Yani kaynak yukarıda buharlaşıyor, aşağıya ne su iniyor ne ekmek. İlçeler yatırım göremiyor, personel yok, araç yok, kaynak yok… Belediyeler neredeyse kazmayla, kürekle çalışacak duruma getirilmiş.

Halktan yetki alıyorsun ama devlet sana “Sen iş yapamazsın” diyor. Örnek mi? Belediye bir yol yapacak, Karayolları “Bu bizim yetkimiz” diyor. Belediyeler diyor ki, “O zaman sen yap kardeşim.” Cevap: Sessizlik. Belediyeler “Biz yapalım” diyor, bu kez izin verilmiyor. Tam bir Kafka romanı!

İşin trajikomik tarafı şu: Aynı cümle içinde “kardeşlik, birlik, dayanışma” diyorlar ama DEM Partili belediyeleri resmen karantinaya almışlar. Sanki halk bu belediyeleri Mars’tan getirmiş gibi davranılıyor. Oysa bu belediyeleri halk seçti. Sandıkta bileğini bükemediğini, masada çökertmeye çalışıyorlar.

Ama bakın, tüm bu baskıya rağmen bu belediyeler inanılmaz bir dirayet ve sabırla hizmet üretmeye çalışıyor. Araç yoksa elleriyle, bütçe yoksa gönülleriyle çalışıyorlar. Gençlere kültür merkezi, kadınlara üretim atölyesi, çocuklara park yapıyorlar. Üstelik bütün bu işleri, devletin ayağa doladığı prangalarla yapıyorlar.

O yüzden buradan açık açık söylemek gerekir:
DEM Partili belediyeler halkın yanında.
Kayyımlar ise sarayın gölgesinde.

Bu çifte standardı görüp de susan herkesin, bu hukuksuzluğu normalleştiren her kesimin, yarın bu süreç büyük bir çöküşle sonuçlandığında “biz bilmiyorduk” deme lüksü yoktur. Bu bir barış süreci değil, bir propaganda süreci. Ve halk bunun farkında.

Barış istiyorsanız önce halkın iradesine saygı duyacaksınız. Önce seçilmişe, sandığa, hukuka, adalete sahip çıkacaksınız. Barış dediğiniz şey kayyım eliyle, ödenek gaspıyla, hizmeti engellemekle gelmez. Barış, eşitlikle gelir. Saygıyla gelir.

Yoksa bu süreç barış değil, olsa olsa seçime dönük cilalı bir yalan olur.

  • BIST 100

    10619,00%1,26
  • DOLAR

    40,58% 0,01
  • EURO

    46,38% -1,05
  • GRAM ALTIN

    4270,58% -1,59
  • Ç. ALTIN

    6924,72% -0,40
  • Perşembe 41.7 ° / 27.1 ° Güneşli
  • Cuma 37.1 ° / 27.4 ° Güneşli
  • Cumartesi 35.8 ° / 24.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Adıyaman

31.07.2025

  • İMSAK 03:46
  • GÜNEŞ 05:23
  • ÖĞLE 12:38
  • İKİNDİ 16:28
  • AKŞAM 19:44
  • YATSI 21:14